Her sanatçı, tarih içinde sanatın kendi dönemine ait özelliklerini yansıtır. Minyatür tarzı resim, Türk resim sanatında klasik bir yere oturtulmuş, kopyacılık yöntemiyle Cumhuriyet sonrası kendine bir yer edinememiştir. Sanatçı Hüseyin Kandemir’in yürekli, yaratıcı, yenilikçi ve kendine özgün fırçasıyla, minyatür sanatını kendi kalıpları içinde sıcak ve dost bir yaklaşımla resim sanatımıza kazandırma çabasını göstermektedir.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde saray ve saray çevresini, seyahatleri, eğlenceleri ve dini konuları ele alan minyatür sanatçıları, halka ve yaşantısına sıcak bakmamış ve onları konu dışında tutmuştur. “Halkın yaşantısına, onun sosyo-ekonomik konularına göre oturtamayan bir üslup zamanla yok olmaya mecburdur” görüşüyle hareket eden sanatçı, eserlerini cumhuriyet sonrası bize bu güzel ülkeyi bırakan kahramanlara, dolayısıyla Kurtuluş Savaşına ve onlara kuvvet veren Anadolu insanına ithaf etmiştir.
Her sanatçı gücünü geçmişten alır. Hüseyin Kandemir de geçmişin ünlü minyatür sanatıyla Büyük Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ulu önder Atatürk’ü buluşturmuş ve 2000’li yıllara girerken, cumhuriyetin kurulma mücadelesi verildiği yılları tüm detaylarıyla gelecek nesillere hatırlatmak amacıyla, bu dönemin zor koşullarını ve duygularını eserlerinde işlemiştir. Sanatçı bunu yaparken de gücünü Anadolu halkından, Atatürk’ün deyişiyle “milletin efendisi”nden almıştır. Son yıllarda çalışmalarını kağıt üzerine suluboya tekniği ile minyatür/peyzaj konularında eserler veren sanatçı minyatür resim sanatını başka bir boyuta taşımaktadır.
1959 yılında Karaman’da doğan sanatçı, 1986 yılında Mimar Sinan Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Geleneksel Türk El Sanatları Bölümünden mezun, yüksek lisans programını da aynı fakültede Çini Ana Sanat Dalında yapmıştır.