Makaleler / Sakıp Bey ve Sanat

Yazan: A. Necip Yeşiltepe

Toplumda itibarlı, kalıcı yer elde etmek, bu itibarı miras olarak çocuklarımıza bırakmak, ulusumuzun da evrensel düzeyde itibar görmesini diliyorsak bunun gerçekleşmesinin binip indiğimiz araba, yat, uçak, giydiğimiz ve yediğimizle değil, sahip olduğumuz insani, mesleki, kültürel, sanatsal birikimimizle ve eserlerimizle olabileceği kanıtlanmış evrensel ve medeni bir olgudur.

Dünyanın ve ülkemizin en üretken kişilerinin, ailelerinin inandığı ve uyguladığı yöntem budur, sahip olduklarını doğrudan iane şeklinde dağıtmak yerine toplumun geleceği için yatırımlar gerçekleştirerek paylaşmaktadırlar. Paylaşmanın en etkin yöntemlerinden biri üretim merkezleri yatırımı ise bir diğeri de sanat eseri satın almak, sanata, sanatçıya destek olmaktır (Mesen). İşte Rockefeller, işte Guggenheim, işte Koç, Sabancı, Eczacıbaşı ve her yeni gün bu seçkin takıma katılanlar.

Değerli bireyler, sanatın o ülkenin, toplumun gelişiminde büyük önemi olduğunu bilirler. Düşüncenin, felsefenin, uyarının, yol göstermenin, geçmişiyle gurur duymanın en etkin yollarından biri olan, sanat eseri, resim, heykel biriktirir, yeterli sayıya ulaştıklarında ya adlarıyla anılacak müzeler açarlar, ya dostlarıyla, üye oldukları kuruluşlardaki arkadaşlarıyla sahip olduklarını birleştirip, kurumlarının adıyla anılacak müze açarlar veya varolan müzelere sahip oldukları eserleri bağışlarlar, milyonlarca kez adları anılır. Sanat eseri koleksiyonunu dünyanın dört bir yanında dolaştırmanın o kişinin, o ailenin, o toplumun ismine, itibarına neler kazandırabileceğinin bilincinde olan iyi yürekli ve akıllı insanlara en güzel örnek Sakıp Bey idi.

Evlerinde, iş yerlerinde sanat eseri sergileyenlerin dostları ve yerli yabancı müşterileri derhal farklı bir yerde, benzer dili konuştukları, benzer değerlere önem veren kişilerle olduklarını hissederler, davranışları da ona göre olur. Her Şirket Merkez Binası ve Fabrika girişine, sahibinin inançlarını, dünya görüşünü, vermek istediği mesajı, vizyonunu, misyonunu, atalarını, ülküsünü simgeleyecek, müessese ile özdeşleşecek, hatta üretilen nesnelerle şekil verilebilecek en güçlü amblem, marka bir sanat eseri, bir resim veya heykeldir. İş adamlarımız hem Batıya hem Doğuya seyahat ettiklerinde, işyerlerini, üretim tesislerini, Oda, Birlik, Resmi Kuruluş vs binaları ziyaret ettiklerinde, bina girişlerinde de, koridorlarda da, yönetici odalarında da sanat eserleri görür, etkilenirler. Biz de yapabilir miyiz, elbette, bizim de evrensel düzeyde çok değerli usta sanatçılarımız var, yeter ki isteyelim.

Her kişi değişik oranda da olsa Sakıp Bey'in gerçekleştirdiklerinin benzerini yapabilecek güce sahiptir, bir veya birkaç adet dahi sanat eserine sahipseniz yaşadığınız sürece sahip olduğunuz sanat eserleriyle seçkin bir yere konduğunuzu, günün birinde bir adedi ile bile ev alabildiğinizi veya çocuğunuza güvenli bir gelecek sağlayabildiğinizi görürsünüz. Yani sanat eseri hem keyif, hem itibar, hem yatırım aracıdır. Resme verilen para makro düzeydeki ekonomik değişimlerden etkilenmez, üstelik resim kolay saklanır, değiştirilebilir, nakledilebilir ve her yatırım aracında olduğu gibi doğru alınmışsa değeri asla azalmaz, artar. Yatırım olarak altın külçe, hisse senedi aldıysanız, evinize, işyerinize asıp, seyredemezsiniz fakat sanat eseri her mekânda yerini bulur, kendisini görürsünüz, seyredersiniz, gösterirsiniz, dostlarınızla güzelliğini, kıymetini görsel olarak paylaşırsınız.

Resimde öncelikle resimsellik aranır. Sanat eserine önce bakarız, bir müddet sonra görmeye başlarız, günün birinde ise eseri okumaya, birlikte düşünmeye, yaşamaya başlarız. İyi bir resim seyredeni kendisine bağlar, uzun metrajlı film veya roman gibi oturur izlersiniz, okursunuz ve bir süre sonra tekrar okumak, seyretmek istersiniz.

Sanat yanlışı, kötüyü yakalar, sakin veya hırçın, fakat estetik içinde sunar, güzele, doğruya ulaşılması amacıyla "yeni bir bakış açısıyla" izleyene nakleder, yol gösterir, ortama oksijen girmesi için "pencere açar". Gerçek salt gördüğümüzden ibaret değildir. Bir sanat eseri ile yaşamaya başladıktan sonra onun da yaşadığını, yaşamımıza anlam kattığını fark ederiz, ondan etkileniriz, hatta zor koparız veya tam tersi, zaman içinde onu daha değişik okur ve ayrılmak da isteyebiliriz.

Ruhumuzun da gıdaya gereksinimi var, sanat ruhun gıdasıdır.

Sanat ne işe yarar sorusunu birkaç yönüyle cevaplamaya çalıştık, resim alırken dikkat etmemiz gereken hususları yakında konuşacağız.